Okula yedekten girmiştim. Yedek 2 filandı galiba.
Ulu çınar ağaçlarından birine, soldakine, asılmıştı liste. Bahariye İlkokulu'nun dizleri paralayan beton bahçesinden sonra, rüzgarda çıtırdayan çınarların ve düzenli çiçek tarhlarının uzandığı ön bahçe gözüme çok güzel görünmüştü. Sıcak yaz gününde, bahçe ferahlatıcıydı. Listenin önünde sevinenler, üzülenler; ben bilememiştim sevinsem mi, üzülsem mi?
Ulu çınar ağaçlarından birine, soldakine, asılmıştı liste. Bahariye İlkokulu'nun dizleri paralayan beton bahçesinden sonra, rüzgarda çıtırdayan çınarların ve düzenli çiçek tarhlarının uzandığı ön bahçe gözüme çok güzel görünmüştü. Sıcak yaz gününde, bahçe ferahlatıcıydı. Listenin önünde sevinenler, üzülenler; ben bilememiştim sevinsem mi, üzülsem mi?
Yedek 2 bu okula herhalde gideceğim anlamına geliyordu çünkü eve çok yakındı ve bedavaydı. Okulun girişini sevmiştim ama okula gidişi sevmemiştim; macerası yoktu hiç. İki adım ötesi evdi; oysa İtalyan Lisesi ya da Avusturya Lisesi'ne gitmek ne güzel olacaktı. Servis var mıydı o zamanlar?
Sonra çınarlar kesildi, çiçek tarhları yok oldu; Bahariye İlkokulu gibi betona kesti her yer. Devlet mimarlarının ve ucuzcu müteahhitlerin elinden çıkan döküşük bir bina 'okulumuz' oldu.
St. Joseph'in önünden geçerken hala imrenerek bakarım girişine.
Onların çınarları yerinde duruyor; bizimkiler neden orada değil?
Yorumlar
Okulun girisi benim de hala hatirimda. Cok guzeldi. Eski binanin icinden gecerken yurudukce girc girc diye ses cikardi.