Atagün Kılınç, lise matematik öğretmenimizdi. Daha sonra üniversitede Matematik ve Endüstri Mühendisliği bölümlerini kolaylıkla bitirmemde en büyük rol onundur.
Atagün hoca ilginç birisiydi. Hafif şiveli konuşur, bize kızmış gibi yaparak sık sık ".ok yiyenler" iltifatında bulunurdu. Gerçekten kızdırdığımızda da dışkımıza saygımız olmadığı anlamında bir şeyler söylerdi. Ama gerektiğinde ceketini çıkarıp bizimle minyatür kale maç yaptığını da hatırlıyorum.
İngilizce'sinin de gayet iyi olduğu kalmış aklımda. Fenerbahçe hastası olduğu da malum.
Maalesef mezun olduktan sonra bir daha görüşemedim, ama şimdi arayınca web sayfasını buldum : Atagün Hoca. Internet'te arayınca 1971-1972 yıllarında Diyarbakır Anadolu Lisesi Müdürlüğü yaptığını keşfettim.
7/4/08: Sevgili hocamızın 1978 30. yıl toplantısına katıldığını öğrendim ve onun hala genç göründüğü resmini ekliyorum buraya...
Yorumlar
Hala babamlarla aynı apartmanda otururlar. Ondan hiç ders almadım.
Severim Fenerbahçeli olsa da.
Pazartesi günleri ilk iki dersimiz matematik idi, sanırım 1982-83 yılında, eğer Fener yenildi ise ya da berabere kaldı ise Atagün hocanın göz damarlarının ne kadar çok ve kırmızı olduğunu hepimiz fark ederdik ve dilinin kemiğinin olmadığını... "Eşekistan eyaleti" en temiz sevgi dolu sözleri idi hocanın..
"plane" nedir sorusunu cam tarafındaki en ön sırada oturanlara sorarak başlayıp ilerlemesi, bilemeyene tokadı basması, kimse bilemediği için, cam kenarını bitirip/tokatlayıp, ortadaki sıralara geçişi, korku dolu gözlerle bekleyen 13-14 yaşındaki çocukların çaresizliği, "çalışkan(inek demek istemiyorum)" diye tabir ettiğimiz ön sıralarda oturan "hocasever" arkadaşlarında kaygılarımızı artıran bilememezliği ve tokadı yemeleri ardından Ömer Dokumacı 'nın "3 non collinear points determine a plane" tanımını yapması ile kabusun sona ermesi.. 36 yıl geçmiş ama gördüğünüz gibi bu bir eğitim başarısı ; "3 non collinear points determine a plane" unutulmuyor, unutulmaz..
tahtaya SOH CAH TOA yazdı altlarına da
selçuk(yula) osman(denizci) hüseyin(çakıroğlu),
cem(pamiroğlu) arif(kocabıyık) hasan(özdemir),
tüfekçi(ilyas) onur(kayador) abdülkerim(durmaz) yazdı sırayla, bunun ne olduğunu kim bilirse, bu sene benden direk 5 alır geçer dedi..
Uyanığız ve hoca da Fenerbahçe fanatiği ya, tabii hep bir ağızdan atladık ve " hocam idealinizdeki fenerbahçe kadrosu bu " dedik. Başka yorumlar yapan da oldu ama tabii ki de bilemedik.. Meğer bu;
sinüs opposite/hypotenus
cosünüs adjacent/hypotenus
tanjant opposite/adjacent
formülü imiş, ama ben hala bu SOH CAH TOA 'yı unutmadım, çocuklarıma ders anlatırken de bu formülü hala kullanırım..
bir de "BODMAS" kuralı vardı. eşitliklerde, parantezli işlemlerde, işlem önceliğinin hangi sıra ile olduğunu anlatırdı
Bahtiyar / Osman / Duran(yaşar) / Müjdat / Alpaslan / Selçuk
B =
Brackets first
O =
Orders (i.e. Powers and Square Roots, etc.) second
D =
Division
M =
Multiplication
A =
Addition
S =
Subtraction
Sonuç mu?
2. aydan sonra bu 10 kişi gerçekten süper matematikçi adayı idi, geri kalanların matematik dersi ise aslında boş geçiyordu. Bu olay orta birden, lise ikiye kadar böyle gitti.
Atagün hocamın eski öğrencilerinden(üniversitede öğrenci olan, maddi durumu yeterli olmayan eski öğrencilerine yönlendirirdi) ders alanlar, başka özel ders alanlardan 2-3 kişi daha bu kervana yetişti..
Sonuç mu?
gerçekten bu 10 kişi ÖSYM sınavı sonrası Boğaziçi Üniversitesinin en iyi bölümlerine girdiler. Biz "diğerler" de ucundan acıkk birşeyler kapmışız ki, İTÜ, YTÜ ve İÜ nün yüksek puanlı bölümlerini kazandık.
Devletimizin o zaman ki en iyi ortaokul ve lisesinde sonrasında da en iyi üniversitelerinde ücretsiz, karşılıksız, bu halkın vergileri ile birikimleri ile okuduk.
Her şey sadece matematik değildi tabii ki. Adam gibi adam da olmaya çalıştık, Atagün gibi, hala da çalışıyoruz.
Teşekkürler Atagün Hocam, teşekkürler Kadıköy Anadolu Lisesi'nde bize değer katan öğretmenlerimiz, hocalarımız.
Teşekkürler Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk,
Teşekkürler Türkiye Cumhuriyeti ve Aziz, Saygıdeğer, Vefakar, Cefakar Türk Milleti.
Sizlere borçluyuz, hem de çok borçluyuz, inanın bunun da, bunun ağırlığının da farkındayız..
Sonuç mu?
2. aydan sonra bu 10 kişi gerçekten süper matematikçi adayı idi, geri kalanların matematik dersi ise aslında boş geçiyordu. Bu olay orta birden, lise ikiye kadar böyle gitti.
Atagün hocamın eski öğrencilerinden(üniversitede öğrenci olan, maddi durumu yeterli olmayan eski öğrencilerine yönlendirirdi) ders alanlar, başka özel ders alanlardan 2-3 kişi daha bu kervana yetişti..
Sonuç mu?
gerçekten bu 10 kişi ÖSYM sınavı sonrası Boğaziçi Üniversitesinin en iyi bölümlerine girdiler. Biz "diğerler" de ucundan acıkk birşeyler kapmışız ki, İTÜ, YTÜ ve İÜ nün yüksek puanlı bölümlerini kazandık.
Devletimizin o zaman ki en iyi ortaokul ve lisesinde sonrasında da en iyi üniversitelerinde ücretsiz, karşılıksız, bu halkın vergileri ile birikimleri ile okuduk.
Her şey sadece matematik değildi tabii ki. Adam gibi adam da olmaya çalıştık, Atagün gibi, hala da çalışıyoruz.
Teşekkürler Atagün Hocam, teşekkürler Kadıköy Anadolu Lisesi'nde bize değer katan öğretmenlerimiz, hocalarımız.
Teşekkürler Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk,
Teşekkürler Türkiye Cumhuriyeti ve Aziz, Saygıdeğer, Vefakar, Cefakar Türk Milleti.
Sizlere borçluyuz, hem de çok borçluyuz, inanın bunun da, bunun ağırlığının da farkındayız..